1 Eylül 2016 Perşembe

Ey Fethullah Efendi, senin yatacak yerin olacak mı ? - Tünay Süer

Ey Fethullah Efendi, senin yatacak yerin olacak mı ? - Tünay Süer
TSK’nın Kozmik Odalarının aranması şimdi anlaşılıyor.
Bülent Arınç’a suikast iddialarının Fethullah Gülen’in Amerika’daki Malikânesinden yapıldığı iddia edilmişti.
O zamanlar çok kimse gibi ben de hadi canım demiştim.
Yalnızca Atatürk ve cumhuriyet düşmanı gerici bir din adamı olduğunu sanıyordum.
Meğer sadece gerici bir din adamı olmakla kalmamış, Amerika ajanlığı yapıyormuş.
Ergenekon Davalarının kumpas olduğu Erdoğan tarafından söylenince onun bir vatan haini, Amerika’nın casusu olduğunu anlamıştım.
15 Temmuzda bu çete reisinin her şey yapabileceği meydana çıktı.
TSK’nın Kozmik Odası görev verilen hâkim tarafından tam 26 gün aranmıştı.
Devamı »

AF… (İTİR)AF… (G)AF!...(I) - Mehmet Halil Arık

AF… (İTİR)AF… (G)AF!...(I) - Mehmet Halil Arık
Birinci Bölüm:
Hakim sorar kürsüden:
- Sanık sen misin?
Cevap ilginçtir:
- Hayır hakim bey!... Öküzü ben çaldım.
*
Ne dersiniz; (g)af’la gelen (itir)af, affın gerekçesi olur mu?...
*
Devam ettirelim sorgulamayı, akla gelen ilk soruyla:
- Öküz çalınırken sen neredeydin?
- İleri(!) demokrasi, milli irade(!), din iman… “ben varım ya ben!..” nutukları atarak görev başındaydım. Ne istedilerse veriyordum. Santim mesafe yoktu aramızda. Allah diyordu hep. Hayır ve sevap hizmeti yaptıklarını söylüyorlardı bize. Aldatıldık. Hatta bir Abi’miz “bana salak” diyebilirsiniz” bile dedi. Aldatılmak gücümüze gitti. Ortak söylem ve eylem içindeydik. Yalanlarını bilsek de, bizim de elimizde kur’an vardı, onlarında... Sözleri fermandı, o fermanlar canımıza minnet, derdimize dermandı, oy toplarken hayli işimize yaradı. Göreve ben de öyle gelmiştim. Korumakta kusur etmedim, mahsur da görmedim.
Devamı »

Adli Yıl Açılış Töreninin Ardından - Gündüz Akgül

Adli Yıl Açılış Töreninin Ardından - Gündüz Akgül
Son dönemlerde Yüksek Yargı Başkanlarının davranışları yargının eleştirilmesine ve yıpratılmasına neden olmaktadır…
Çay toplama partilerine katılma, muhalefetin eleştirisini alkışlama derken, Adli yıl açılış törenlerinin Cumhurbaşkanlığı sarayında yapılması, bu eleştirilerin bardağı taşıran son damlası oldu…
Adli Yıl açılış törenlerinin Saray’da yapılmasının yargı bağımsızlığı ile bağdaşmadığı gerekçesiyle, Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı katılmadılar…
Hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını içselleştirmiş birçok hukukçu ve aydın ayni gerekçe ile eleştirilerini dile getirdiler…
Bende böyle düşünüyorum…
Yargının bağımsız ve tarafsız çalışabilmesi için her türlü etkiden uzak tutulması gerekmektedir…
Ne yazık ki çeşitli yerlerden, özellikle siyasilerden gelen bu etkilemeye meslektaşlarımda neden olmaktadır…
Yargı bağımsızlığının ve hukuk üstünlüğünün olduğu bir yerde, Yargıç hiç kimsenin önünde ayağa kalkmaz ve cüppesinin önünü iliklemeye çalışamaz…
Cüppenin ilik ve düğmelerinin olmayışı bunu ifade eder…
Yıllardan beri Adli Yıl açılışı törenleri Yargıtay’da yapılır. Bu törenlerde günün önem ve anlamını belirten konuşmaları, Yargıtay Başkanı ve iki yıl öncesine kadar Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı tarafından yapılırdı…
Devamı »

31 Ağustos 2016 Çarşamba

Kürsülerin arka üst duvarlarında yer alan adalet devletin temelidir sözlerini indirin lütfen !..

Kürsülerin arka üst duvarlarında yer alan adalet devletin temelidir sözlerini indirin lütfen !..
Adalet devletin temeliymiş de bizim haberimiz yokmuş.

Mahkeme kürsülerinin arkasındaki duvarın üst bölümünde yer alan ve  üzerinde “Adalet Devletin Temelidir” yazılı levhaların, bugün için bir anlamı kalmış mıdır?

Yargı, bağımsızlığına ve tarafsızlığına kavuşuncaya kadar, indirin bu levhaları lütfen.

Yargı ve adalet, günümüze kadar böyle örselenmemiş ve sahipsiz kalmamıştır.

Yargı ve adalet, devletin temeli olma işlevini kaybetmiş, siyasal iktidarın bekçiliğine alet edilir hale getirilmiştir.
Devamı »

Atatürk’ün çağdaş Türkiye’sinden gerici Arap ülkelerine…

Atatürk’ün çağdaş Türkiye’sinden gerici Arap ülkelerine…
Türkiye öylesine zor günler yaşıyor ki Allah sonumuzu hayır etsin.
Şimdiye dek hiç görmediğimiz aptalca bir darbe girişimi yaşadık. 251 vatandaşımızı kaybettik.
Yüzlerce yaralımız var.
Bu kalkışma, darbe girişimi adı her ne olursa olsun tüm vatandaşları ayırım yapmaksızın vatan müdafaasında birleştirdi.
Sosyal bir mutabakat oldu ama görüyoruz ki bu güzel birleşimi bozmaya kararlı bazı kişiler var.
Başta cumhurun başı sonradan aldatıldım diyemeyeceği hataları yapmaya başladı.
Hani bir deyim vardır, kasap et koyun can derinde diye, aynen öyle işte.
Dört bir tarafımız adeta ateş çemberine alınmış, PKK terörü artık sadece Doğu ve Güneydoğu’da değil her yöne uzanır duruma gelmiş.
(Daha birkaç gün önce Kılıçdaroğlu’na suikast yapıldı.)
Devamı »

29 Ağustos 2016 Pazartesi

Atatürk Neyzen Tevfik Buluşması 2 - Cevat Kulaksız

30 Ağustos Zafer Bayramının 94. Yıldönümünü, terör şehitleri, darbe şehitlerinin verdiği hüzünlü ortamında kutladığımız şu günlerde, Atatürk’ün bazı farklı anılarına yer vermek istedik. Atatürk’ün tüm devrim ve ilkelerine 15 yıldır karşı duran iktidarın, dinci-mezhepçi uygulamaları ve yanlış yönetimi yüzünden her türlü terör belası ile ülkemiz karşı karşıyadır. Bu yanlış politikalar sonucu her gün bazen onlarca birden şehitler vermekteyiz.
Atatürk Neyzen Tevfik Buluşması 2 - Cevat Kulaksız

İşte bu duygularla, ömrü istibdat, gericiler, sahtekâr dincilerle kavga ile geçmiş ney ustası, seçkin mizah ozanımız Neyzen Tevfik’in Atatürk’le olan küçük anılarına yer vermek istedik. Gerçi günümüzde böyle yöneticileri, yönetimleri eleştiren aydınları, (hele taşlayan mizahçıları) ya hapse atıyorlar, ya katlediyorlar. Neyzen Tevfiklerden, Şair Eşreflerden nereye geldiğimiz artık siz düşünün.
Elinde neyi ile Atatürk’ü öven seven, her türlü gericilere şiirleri ile söven bir mizah ustası Neyzen Tevfik’in Atatürk’le olan buluşmalarını, sevgisini bu iki yazımızda sizlerle, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve o günlerin anılarını anmak istedik.
Devamı »

Atatürk Neyzen Tevfik Buluşması 1 - Cevat Kulaksız

Atatürk  Neyzen Tevfik Buluşması  1 - Cevat Kulaksız

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bütün yurt gezileri bir tür bir bayram havası içinde idi. Bir gün Bursa’ya giderken Kemal Paşa’nın yanında en yakın arkadaşları, Bursa ve Balıkesir milletvekilleri vardı. Akşamları Gazi’nin görkemli sofrasında günün olayları anlatılıyor ve gösterilen ilgi değerlendiriliyordu.
Bursa’da böyle bir günün akşamında yine tatlı bir sohbet havası içinde Şair Eşref’ten söz açıldı. Sofradakilerden her biri Eşref’ten birkaç dize okudu.
Şair Eşref’in yeğeni olan Balıkesir Milletvekili Ahmet Süreyya Bey de:
“-Paşam, ded, “amcamın şu meşhur dizeleri hiç aklımdan çıkmadı:
“Şimdi pek çok teker tembel yatağıdır bütün
“Medrese sakinleri asker kaçağıdır bütün”.
Sofradakilerden biri şöyle dedi:
Paşa hazretleri, Şair Eşref öldü ama onun yolundan giden, onun müridi Neyzen Tevfik de ondan aşağı kalmaz, Adını duydunuz mu?”
“-Duydum elbette. Bazı şiirlerini de bilirim. Kendisini tanır mısınız?”
Ahmet Süreyya Bey hemen atıldı:
“-Elbette paşam, iyi tanırım.”
“-Şimdi nerelerdedir acaba?
“-İstanbul’da bir yerlerde kalıyor. Ama bugünlerde kendisini Balıkesir’e oğlumun sünnetine çağıracağım. Ne yapar eder gelir. İzin verirseniz size tanıtmak isterim”.
“-Ya, sevinirim.”
“-Emredersiniz paşam. Neyzen de çok mutlu olacaktır. Size sonsuz bir muhabbeti vardır. Üç yıl önce de Kurtuluş Savaşı’nın coşkusu içinde Ankara’ya gelmiş, bir süre Etlik’te kalmıştı. Size ulaşamadığını biliyorum. O heyecan içinde size uzun bir şiir yazmıştı.
Neyzen Tevfik Mustafa Kemal’in Başkomutanlığında kazanılan Kurtuluş Savaşı’nın ve Atatürk’e olan hayranlığının coşkusunu içinde taşıyordu. Bu coşku içinde “26 Ağustos Taarruzu” adlı aşağıdaki şiiri yazmıştı:
Devamı »